DEM Parti’nin 31 Mart’ta kazandığı Hakkari Belediyesi Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın gözaltına alınarak yerine Hakkari Valisi Ali Çelik’in kayyum olarak atanması İzmir’de protesto edildi.
Arasında İzmir Barosunun da olduğu İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, “Kayyuma hayır! Halk iradesine evet” sloganıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi’nin önünde toplandı.
Ortak basın açıklamasını okuyan KESK İzmir Dönem Sözcüsü Nihat Filiz, kayyum atamasının demokrasiye ve barışa “gözdağı” olduğunu aktararak, “Binlerce insanın oylarını alarak yüzde 48.92 ile seçilen DEM Partili Hakkâri Belediye Eş Başkanının, atanmış bir İçişleri Bakanı tarafından görevden alınarak yerlerine, partili cumhurbaşkanlığı sisteminin partili valilerini kayyum atamak kırıntıları kalan demokrasiyi tümden rafa kaldırmaktır. İçişleri Bakanı’nın açıklaması selefi olduğu İçişleri Bakanının ‘Mahkeme kararını bekleyemezdik’ söyleminin tekrarı ve asgari demokrasi ilkelerinin ayaklar altına alındığının itirafıdır. Açıklama ortada hukuki bir sürecin değil siyasi bir darbenin olduğunu göstermektedir” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “En çok darbeye maruz kalan bir iktidarız” açıklamasını “sürçü lisan” olarak yorumlayan Filiz, “Demokrasiye ve temel hukuk ilkelerine en çok darbe gerçekleştiren, üçüncü kayyum dönemi ile halk iradesini en çok gasp eden iktidar ve parti olarak kendileri tarihe geçmiştir. Kabul edilmelidir ki, Cumhurbaşkanı ve partisinin kararlarının, halkın iradesinden üstün görülmesi sivil darbe zihniyetinin devamıdır. Seçilenlerin yerine kayyum atamanın olağan hale getirildiği bir rejim inşa edilmek ve bu durum normalleştirilmek istenmektedir” diye konuştu.
En temel hukuk normlarının ayaklar altına alınarak belediyelere atanan kayyumların kendilerini herhangi bir ilkeye, denetime, hukuki ve ahlaki kurala tabi görmediklerini söyleyen Filiz “Haliyle kayyum atayarak geçmiş dönemdeki yolsuzluklar mı kapatılmak isteniyor?” diye sordu.
Aday olmasında, seçilmesinde, mazbata almasında herhangi hukuki engel olmadığı YSK tarafından da onaylanan kişinin seçimleri büyük bir farkla kazanmasından iki ay sonra hakkında dosya üzerine dosya olduğunun açıklanmasının inandırıcı olmadığı belirtilen açıklamada yapılanın siyasi darbeye kılıf uydurma çabasından başka bir anlam taşımadığı dile getirildi.
Açıklamada “Hiç kimsenin ülkemizdeki asgari demokrasi işleyişini yok etmeye, halkın demokratik iradesine ipotek koymaya, yurttaşların demokrasiye ve seçimlere olan inancına darbe vurmaya hakkı yoktur. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, Hakkâri halkının iradesini, hak ve özgürlüklerini savunmaya ve dayanışma içinde olmaya, bu antidemokratik zihniyete karşı, kutuplaştırma ve düşmanlaştırma çabalarını aşarak, demokratik bir ülkeyi inşa etme mücadelemizi demokrasiden yana olan tüm kesimlerle yan yana gelerek sürdürmeye devam edeceğiz.” denildi.