İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketlerde çalışan işçilerin, yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine başlattıkları grev, Anayasa’nın 54. maddesiyle güvence altına alınmış temel bir hak olan grev hakkının kullanılması niteliğindedir.
İşçilerin taleplerini dile getirmesi, demokratik toplum düzeninin bir göstergesidir. Bu talepler, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal adaletin ve çalışma yaşamında eşitliğin tesisi açısından da önemlidir.
Bu bağlamda, grev hakkını kullanan işçilerin kamuoyunda itibarsızlaştırılmaması ya da talepleri nedeniyle ötekileştirilmemesi gerektiğini; Anayasal bir hakka dayanan bu mücadelenin saygı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.
Kentimizin temel hizmetlerini etkileyen bu sürecin, karşılıklı anlayış ve yapıcı müzakere yöntemiyle, tüm taraflar açısından adil ve hakkaniyetli bir şekilde sonuçlanmasını temenni ediyoruz.
İzmir Barosu olarak, yaşanan bu süreci dikkatle takip ediyor ve tarafları toplumsal barışı, kent huzurunu ve hizmet sürekliliğini gözeterek diyalog ve uzlaşı çerçevesinde çözüm üretmeye davet ediyoruz. Bu kapsamda taraflardan talep gelmesi halinde İzmir Barosu olarak sorunun çözümüne yönelik gözlemci sıfatı ile katkı sunmaya hazır olduğumuzu kamuoyuna saygılarımızla bildiriyoruz.