İzmir Barosu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında bir basın açıklaması ve yürüyüş gerçekleştirdi.
Açıklama, İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Av. Ayda Koç Soy tarafından okunurken, öncesinde konuşan Merkezden sorumlu Yönetim Kurulu üyesi Av. Ceren Şen Tosun, İzmir Barosunun kadınların, LGBTİ+ların ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden etkilenen tüm kesimlerin yanında olduğunu belirtti.
Açıklamada, 25 Kasım’ın kökeni olan Mirabel Kardeşlerin mücadelesi hatırlatılarak, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet biçimlerinde halen sürdüğü vurgulandı. 2025’in ilk 11 ayında yaklaşık 300 kadının öldürüldüğü, kadın cinayetlerinin bir kısmının hâlâ şüpheli ölüm olarak kayda geçtiği ifade edildi.
İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezine yıl içinde 606 kadının başvurduğu ve bu sayının geçen yıla göre %48 arttığı belirtilen açıklamada Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin şiddetle mücadeleyi zayıflattığı ve kadın cinayetlerini artırdığı vurgulandı.
Açıklamada “Aile Yılı” politikalarının toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdiği, engelli kadınlar ve kız çocuklarının çok yönlü ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığı ifade edildi.
Devletin tüm yükümlülüklerini yerine getirmesi, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin kamu politikalarının merkezine alınması talep edilen açıklamanın ardından; "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, Vazgeçmiyoruz", "Erkek Adalet Değil, Gerçek Adalet", "Kadın, Yaşam, Özgürlük" sloganları ile bir yürüyüş gerçekleştirildi.
İzmir Barosu olarak, toplumsal cinsiyet temelli şiddeti derinleştiren aile yılı ilanını ve bu kapsamdaki uygulamaları eleştirmeye ve fiili eşitlik sağlanıncaya, toplumsal cinsiyet temelli şiddet son buluncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz.
Açıklamanın tamamını okumak için tıklayınız