Sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeleri içeren ve kamuoyunda büyük tepki uyandıran 7527 sayılı yasanın iptali istemiyle Anayasa Mahkemesinde görülecek dava öncesi, 5 ve 6 Mayıs tarihlerinde Alsancak ÖSYM önünde bir nöbet eylemi gerçekleştirildi. Eyleme İzmir Barosu da katılarak sokakta yaşayan hayvanların yaşam hakkına sahip çıktı.
Nöbette konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılan değişikliğin sokak hayvanlarını ölümle karşı karşıya bıraktığını belirterek, “Bu yasa doğaya, insana, kadına, çocuğa, sokak hayvanlarına düşman bir anlayışın ürünüdür. Her yaşam kutsaldır, her yaşam özgürdür. Her canlıyı yaşatmak bizim vazgeçilmezimizdir,” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin esastan incelemesini gerçekleştirdiği 7 Mayıs 2025 tarihinde, İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonundan sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Aylin Aras Öztürk ile komisyon üyeleri Av. Bilge Berk ve Av. Evrim Eren, Ankara’da Anayasa Mahkemesi önünde yer aldı. İzmir Barosunun yanı sıra Türkiye Barolar Birliği ile İstanbul ve Ankara baroları da dayanışma için oradaydı.
Görüşmenin ardından Anayasa Mahkemesi, düzenlemenin iptali talebini reddetti. Bu kararın öğrenilmesi üzerine, aralarında İzmir Barosu üyelerinin de bulunduğu 13 avukat, Anayasa Mahkemesi binasına girerek bir üye ile görüşme talebiyle yaklaşık iki saat süren bir oturma eylemi gerçekleştirdi. Talepleri kabul etmeyen üyeler binayı protokol kapısından terk etti.
Karar açıklanmadan önce Anayasa Mahkemesi önünde İzmir Barosu adına basın açıklaması yapan Av. Aylin Aras Öztürk şu ifadeleri kullandı:
“Bu topraklarda binlerce yıldır insanla birlikte var olan sokak hayvanları, artık ölümcül bir mücadele vermektedir. 7527 sayılı yasa ile sokakta yaşayan hayvanların geri salınmaksızın ömür boyu barınaklara kapatılması öngörülmüş, uygulama yönetmeliği ile de keyfi uygulamaların önü açılmıştır. Bugün barınaklar toplama kamplarına dönüşmüş, belediyeler yükümlülüklerini yerine getirmek yerine öldürme ve tecrit politikalarına yönelmiştir. Yaşananlar, yalnızca hayvanların değil; toplumun ortak vicdanının da katlidir.”