HABERLER

🏠  Anasayfa  ➝  Haberler

Avukatların Sesi Bu Ülkenin Özgürlüğü, Demokrasisi ve Hukuk Devleti İçin Gereklidir. Susmayacağız!

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

14:50 . 08 Eylül 2022

Şimdi diyeceksiniz ki, bu Baro Başkanı da hep yakınıyor. Ama yakınmamak pek de mümkün değil. Geçtiğimiz yıl ne söylediysek hangi sorunları dile getirdiysek görüyoruz ki bu yıl azalmadan, tam tersine artarak devam ediyor. Yeni bir adli yıl açıyoruz. Ama sanki geçen yıldan kalmış gibiyiz. Yargının sorunlarını, avukatların sorunlarını defalarca iletmiş olmamıza rağmen, ekonomik güçlükleri defalarca iletmiş olmamıza rağmen, iş alanındaki daralmayı defalarca iletmiş olmamıza rağmen, genç meslektaşlarımızın yaşadıkları zorlukları defalarca iletmiş olmamıza rağmen bugüne kadar atılmış bir tek adım yok, bir tek çözüm yok. Anlıyoruz ki, siyasi iktidar tarafından avukatların sorunlarının çözümü konusunda atılmak istenen bir adım da yok. Çok şey mi istiyoruz? Hayır. Burada bulunan bütün arkadaşlarım, aman daha iyisi olsun diye çalışıyor, hiç aksini düşünmüyorum, ama garanti maaşları ile devam ediyorlar. Enflasyona ezilmemek adına sürekli artışlar gerçekleşiyor. Biz 2021 Kasımında belirlenmiş asgari ücret tarifesi ile hala devam ediyoruz. 2022’ye zamlarla girmiştik. Bugün sabah gelirken haberlere bir baktım doğalgaza yine zam gelmiş, elektriğe de. Avukatlık ücretleri hala yerinde.

 

CMK listeleri kamusal bir hizmet, kamusal bir görev biliyorum. Elbette ki CMK’nin gerçek amacının yurttaşın hak arama özgürlüğünün korunması olduğunu, işkence ve kötü muamele ile mücadele olduğunu, avukatların tam da bu nedenlerle o karakollarda, o Cumhuriyet savcılıklarında, o mahkemelerde olması gerektiğini elbette ki iyi biliyorum. Ama ayıptır. Verdiğiniz işe karşılık uygun bir ücret ödemek zorundasınız. Bugün CMK görevi yapan avukatların ücreti, asgari ücret tarifesinin beşte birine, altıda birine denk geliyor. Reva mıdır bu? Dört yıl süren, beş yıl süren bir dava için bir avukata iki bin lira ücreti reva görmek hak görmek kabul edilebilir bir şey mi?  Bunların hepsini defalarca söyledik. Ama anlaşılan o ki bir anlayış avukatları üvey evlat görmek konusunda kararlı.

 

Başka yerde de gördük bunu. Barolar çözüm istedi. Yaşadığımız ne biliyor musunuz? İktidarın anlayışı doğrultusunda baroları çoklaştırmak, numaracı barolar ortaya koymak. Her seferinde karşı çıktık, sonuna kadar karşı çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü numaracı barolar, bir ilde birden fazla baro kabul edilemez.

 

Yetmedi oyunları. Bizde beceremediler o numaracı baroyu kurmayı da, İstanbul için söyleyeyim. Sayısı otuz beşte bir olan baroya adli yardım ödeneğinden dörtte bir ücret ödemek için yarışıyor şimdi iktidar. Şimdi gelin de bunun adalet olduğunu, gelin de bunun hukuk olduğunu, gelin de bunun vicdanlı bir şey olduğunu söyleyin. Elbette ki şikayet edeceğiz. Elbette ki geçen yıldan farklı bir şey yok bugün de diyeceğiz.

 

Alışkınlar. Barolar tek başına itiraz ederler, İzmir Barosu ‘Hayır bunu yapamazsınız der.’, Türkiye’de birkaç baro daha ses çıkarır. Ondan sonra unutulur gider. Kazın ayağı artık öyle değil. 81 baro Ankara’da TBB’nin öncülüğünde bir araya geldi. Bundan sonra avukatların sorunları konusunda çözüm için adım atmayanlar, Türkiye’deki tüm avukatları karşılarında bulacaklar, herkesin haberi olsun.

 

Bilmiyorum, aman olmasın istiyorum, hakim savcı meslektaşlarımızın arasında, adliye çalışanlarının arasında intihar oranları arttı mı? Öldürülen var mı aranızda? Bilmiyorum. Ama avukatlarda var. Avukatlar işlerini yaptıkları için, hacze çıktıkları için, yani görevlerini yerine getirdikleri için ofislerinde otururlarken saldırıya uğruyorlar. ‘Önlem almak zorundasınız.’ dedik. Ne yapılması gerektiğini de söyledik. Şu ana kadar maalesef atılmış bir adım yok. Biz buradan gerçekten şunu ilan ediyoruz. Bugünkü anlayış avukatları üvey evlat olarak görmek konusunda kararlı.  Ama bir kere daha söylüyorum. Avukatlar bundan sonra TBB öncülüğünde 81 baro birlikte aynı mücadelenin tarafı olacaklar. Bundan sonra avukatları daha çok göreceksiniz alanlarda. Bundan sonra avukatların sesini daha gür duyacaksınız. Çünkü avukatların sesi bu ülkenin özgürlüğü için, bu ülkenin demokrasisi için, bu ülkenin hukuk devleti için gerekli ve bundan hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.

 

Bizden şunu istiyorlar. Aman sessiz kalın. Aman gürültü yapmayın, ses çıkarmayın, biat edin, konuşmayın. İzmir Barosu susmayacak. Bugüne kadar hiç vazgeçmedik, hiç biat etmedik, hiç teslim olmadık. Bundan sonrası için de İzmir Barosu olarak söylüyorum, savunmanın onurlu temsilcileri olarak, sizlerin de dönüp dolaşıp geleceğiniz İzmir Barosu olarak söylüyorum. Sizin için, herkes için, bu ülkedeki bütün yurttaşlar için söylüyorum: Vazgeçmeyeceğiz, biat etmeyeceğiz. Doğru neyse, hukuk neyse, evrensel ilkeler neyi gösteriyorsa onların arkasından yürümek konusunda bir kararlılığa sahibiz. Bundan hiçbir güç bizi vazgeçiremeyecek. Bedeli ne olursa olsun.

 

Çok şikayet ettim biliyorum. Şimdi adliyedeki dostlarımız ‘Ya biz burada o kadar sorunla yaşamıyoruz. Burada işleri çözüyoruz, konuşuyoruz.’ diyorlar. Evet İzmir Adliyesi içerisinde sorunlarımızı en aza indirmiş durumdayız. Paydaşlarımızla, yargının diğer mensupları ile eşitlerimizle, bunun da altını çizerek söylüyorum, farklı görevleri ifa eden eşitlerimizle beraber, sorunları çözmek için gayret ediyoruz. Yerelde sorun yaşamıyoruz. Ama sorun kronik, sorun merkezi, sorun bütüncül. Bütüncül sorunlara bütüncül çözümler üretilmeden gerçek bir adalet, gerçek bir hukuk, gerçek bir yargı bağımsızlığı sağlanamaz diye düşünüyorum.

 

Hepinizin adli yılını, umuyorum ki herkes için adalet sağlanır düşüncesiyle kutlu olsun.