HABERLER

🏠  Anasayfa  ➝  Haberler

Danıştay’da Devam Eden İstanbul Sözleşmesi İle İlgili Davada İzmir Barosu İddialarını Sundu

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

İzmir Barosu’nun davacıları arasında bulunduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına ilişkin Danıştay’da görülen davanın duruşması, 14 Haziran 2022 tarihinde yapıldı.

15:15 . 15 Haziran 2022

İzmir Barosu’nun davacıları arasında bulunduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına ilişkin Danıştay’da görülen davanın duruşması, 14 Haziran 2022 tarihinde yapıldı.

 

Duruşmada söz alan İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, heyete seslenerek şunları söyledi: “Her gün, her dakika, her saniye utanıyorum. Her kadın öldüğünde utanıyorum. Her şiddet olayında utanıyorum. Kendim için değil; yalnızca bu ülke için, bu ülkenin geleceği için, sizin için, bu salonda bulunan herkes için utanıyorum. Sokakları kadın cinayetleriyle dolu bir ülkede yurttaş olmaktan utanıyorum. Belki biz burada konuşurken,  akşam eve gittiğimizde haberlerde bir başka kadın cinayetini dinleyeceğiz. Şiddete dur diyen kadınlara gaz bombaları ile plastik mermiler ile saldırılmasından utanıyorum. Sokaklarda sürüklenen kadılardan utanıyorum. Ellerinde hiçbir şiddet unsuru olmadığı halde onlara yönelen devlet şiddetinden utanıyorum. Kendim için değil, bu ülke için hepimiz için. Öldürülen kadınsa; hiç yaşamamış, adı duyulmamış, var olmamış gibi davranılmasından utanıyorum. Bilmiyorum siz de bunları hissediyor musunuz bazen. Siz de utanıyor musunuz? Yaşamak istiyorum haykırışları ile ölüme giden bir kadının çığlıklarından utanıyorum. Cinsdaşlarımızın yarattığı vahşetten, nefretten ve öfkeden, erkek olmaktan utanıyorum yeri geldiğinde. Şimdi söz sırası sizde. Vereceğiniz kararla ya beni; sizi, bu ülkenin özgür ve eşit yaşamak isteyen tüm insanlarını bu utançtan kurtaracaksınız ya da devam eden karanlıktan bir parça da siz sorumlu olacaksınız. Biliyorum işiniz zor. Biliyorum bir tarafta saray sultası; bir tarafta baskı, bir tarafta istenmeyen kararı veren mahkemelerin dağıtılması, yargıçların olmadık yerlere sürülmesi; öte tarafta da vicdan, adalet… Karar sizin.

 

Mücadelemizi Korkularımıza Teslim Etmeyeceğiz

 

İzmir Barosu Başkan Yardımcısı ve Kadın Hakları Merkezi’nden sorumlu yönetim kurulu üyesi Av. Perihan Çağrışım Kayadelen ise iktidarın aslında hiçbir zaman kadına yönelik şiddetle mücadele etme iradesinde olmadığını ve bunu her fırsatta “Kadın mıdır kız mıdır bilemem.” gibi söylemler ile ortaya koyduğunu söylediği konuşmasında, kan kaybı yaşayan iktidarın; esas tabanına tarikatlara, cemaatlere, laiklik  karşıtlarına selam durmaya başladığını ifade etti. Av. Perihan Çağrışım Kayadelen sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelinen son noktada, ben nasıl olsa ne istersem yaparım diyen Cumhurbaşkanı, oy için bir pazarlık unsuru haline gelen İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini açıkladı. Toplumun  %93’ü bu Sözleşme’nin kalmasını istiyor. Biz burada toplumun %93’ünü, kadınları, çocukları LGBTİ+’ları temsil ediyoruz. Bugün sizin omuzunuza bıraktığımız yük; aslında yaşam hakkına dairdir, yaşatmaya dairdir. Yaşadığımız ülke tamamen korku ve baskıya yönetilmeye çalışılan bir ülke haline geldi. İnsanlar ifade özgürlüklerini yerine getirirken büyük korkular çekiyor. Çünkü biliyoruz ki, bu ülkede kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı çok kolay ihlal edilebilen bir hak. Ben sadece Perihan olarak konuşsam, Perihan olarak korkabilirim, insanım, korkularım vardır. Ama ben bulunduğum makamı, yıllardır içinde yer aldığım kadın mücadelesini kendi korkularıma teslim etmedim, etmeyeceğim!”

 

İptal Kararı Erkek Şiddetidir

 

İzmir Barosu adına konuşan bir diğer meslektaşımız Av. Funda Ekin ise yapılan işlemde ağır bir hukuka aykırılık bulunduğunu ve bu nedenle işlemin yok hükmünde olduğunu dile getirdi. Ekin, “6251 sayılı Uygun Bulma Kanunu hala yürürlükte. Yetkide ve usulde paralellik ilkesi gereği ihlal edilmiş durumda, normlar hiyerarşisi ihlal edilmiş durumda. Kanunla düzenlenmiş hiçbir işlemin KHK’lerle düzenlenemeyeceği en temel hukuk prensiplerinin ihlali olan bir işlemden söz ediyoruz. Yapılan işlemin kendisi her anlamda hukuka aykırı. Bu belge, gerekçesiz olması itibarıyla hukuka aykırı. Anayasa’nın 2, 11, 13, 17, 90’ıncı maddelerine aykırı, normlar hiyerarşisine aykırı, madde 104’e aykırı. Ama aynı zamanda da bir erkek şiddeti belgesi bu. Çünkü erkekler böyle şiddet uyguluyor. Bu belgeyle tüm kadınlara şiddet uygulandı. Çünkü gerekçesi yok. Ben seni görmüyorum diyor.” dedi.

 

Savcı Sözleşme’den Çekilme Kararının İptali İstemini Yineledi

 

Danıştay savcısı ise Sözleşme'den çekilmenin Anayasaya aykırı olduğu iddiası ile öncelikle Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesini aksi kanaatte ise kararın iptal edilmesini istedi.

 

Savcı, TBMM'nin uygun bulma kanunu ile yürürlüğe giren bir anlaşmanın yine TBMM'nin uygun bulma kanunu ve Cumhurbaşkanının uygun bulmasıyla yürürlükten kaldırılabileceğini ifade etti.

 

Dosyanın iptal talebiyle ilk önce Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesini isteyen savcı, aksi takdirde sözleşmeden çekilme kararının iptal edilmesini istedi.