TMMOB’a bağlı odalar ile İzmir Barosu, sökülmek üzere Aliağa’ya gelmekte olan Uçak gemisi NAe Sao Paulo’nun üzerindeki soru işaretlerinin kaldırılmasını talep etti.
Bahsi geçen geminin ancak uluslararası sözleşmelerde belirlenen şartlar altında ülke karasularına alınıp baştankara yapılarak söküm iznine tabi tutulabileceği belirtilen açıklamada “ancak yaşanan süreçler gemi söküm işlemlerinin ulusal ve uluslararası mevzuata uygun ve şeffaf bir şekilde yürütülmediği göstermektedir” denildi.
“Yapım yılı da göz önünde bulundurulduğunda, asbest ve radyoaktivite dahil olmak üzere önemli miktarda tehlikeli ve zararlı atık içerdiği, söz konusu geminin savaş gemisi olması itibari ile nükleer denemelerde kullanıldığı iddia edilmektedir. Yapım yılı ve teknolojisi göz önüne alındığında yüksek miktarda tehlikeli ve zararlı atık içeren bu gemi ile ilgili iddiaların doğru olması halinde, çevreye ve canlı yaşamına telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği bilinen bir gerçektir” ifadelerine yer verilen açıklamada Hindistan’ın sökme işlemi yapmayı kabul etmediği geminin Aliağa’da sökülmek üzere hangi gerekçe ve koşullarla kabul edildiği ve Çevre Kanunu’nun 13. maddesine göre tehlikeli atıkların ithalatının yasak olduğu anımsatılan açıklamada geminin 600 ton asbest içerdiğine ilişkin iddiaların incelenip incelenmediği, asbestten arındırıldığına dair herhangi bir bilimsel rapor bulunup bulunmadığı, rapor varsa asbeste dair analiz sonuçları neler olduğu soruldu.
“Ülkemizin atık ithalatı sürecinde Avrupa’nın ürettiği ancak kendi topraklarında bertaraf etmediği, başka ülkelerin kabul etmediği atıkların gönderildiği bir çöplük haline getirilmesi kabul edilemez” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Gemi hakkındaki iddialar ile ilgili olarak sorularımıza ilgili kurum, kuruluş ve kişiler tarafından belgelerle birlikte cevap verilmeden, kamuoyu bilgilendirilmeden geminin ülkemiz karasularına girişine izin verilmemeli, söküm işlemi gerçekleştirilmemelidir. Aksi durumda, sürecin hukuksuzca yürütüldüğü ve fiili durumla tehlikeli atığın ülkemize sokulduğuna dair endişelerimiz pekişecektir. Kamusal sorumluluğumuz, yasa ve mevzuatımızın bize verdiği görev ve sorumluluk kapsamında süreci takip edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.” denilerek bundan sonraki hukuki sürecin İzmir Barosu, TMMOB ve İzmir Tabip Odası birlikteliği ile yürütüleceği bildirildi.
Açıklamanın tamamını okumak için tıklayınız