HABERLER

🏠  Anasayfa  ➝  Haberler

Binlerce Avukat Ankara’dan Birlik Mesajı Verdi

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

Türkiye Barolar Birliğinin unvanından “Türkiye” ibaresinin çıkarılmasıyla başlayan ve giderek Baroların parçalanması süreçlerini ifade eden hazırlıkları protesto etmek amacıyla, Türkiye’nin dört bir yanından meslektaşlarımız 24 Şubat 2018 günü Ankara’da toplandılar.

09:54 . 28 Şubat 2018

Türkiye Barolar Birliğinin unvanından “Türkiye” ibaresinin çıkarılmasıyla başlayan ve giderek Baroların parçalanması süreçlerini ifade eden hazırlıkları protesto etmek amacıyla, Türkiye’nin dört bir yanından meslektaşlarımız 24 Şubat 2018 günü Ankara’da toplandılar.

 

Anıtkabir’de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çelenk sunulmasının ardından toplantının yapılacağı Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda toplanan yaklaşık sekiz bin avukat “Türkiye Barolar Birliği ve Barolar Türkiye’dir” sloganı etrafında kenetlendi.

 

Açılış konuşmasını yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Feyzioğlu “hepimiz, ülkemiz ve mesleğimiz için buradayız” diyerek Türkiye Barolar Birliği ve baroların gerek seçimleri, gerek işleyişleri itibariyle tüm Türkiye'ye emsal oluşturacak birer demokrasi kalesi olduğunu söyledi. “Baroların birliği, Türkiye'nin birliğidir” diyen Av. Metin Feyzioğlu baroların halkın avukatı olduğunu söyleyerek “bu sebeple, bugün burada halkımızla bütünleşmiş olduğumuzu görmekten ve halkımızın desteğini hissetmekten ayrı bir mutluluk duyuyorum” dedi. Türkiye Barolar Birliği ve baroların Atatürk'ün "Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir" sözünü kendine rehber edindiğini söyleyen Av. Metin Feyzioğlu sözlerini “Türkiye'nin birliği, ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü için bir kez daha ve hep birlikte diyoruz ki; Barolar ve Türkiye Barolar Birliği, Türkiye'dir” diyerek bitirdi.

 

Baro Başkanımız Av. Aydın Özcan ise yaptığı konuşmada “zaman, birlik zamanıdır” diyerek baroların ve avukatların kazanılmış hakları için mücadele edeceklerini söyledi.

 

Baro Başkanımız Av. Aydın Özcan’ın yapmış olduğu konuşmanın tamamı şöyle:

 

Sayın Divan,

Sayın Türkiye Barolar Birliği Başkanım,

Çok Değerli Meslektaşlarım,

 

Değerli Konuklar,

 

Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu erkleri arasında en tepede yer alan yargı erkinin asli unsuru olan savunmaya yönelik kuşatmaya dur demek için hepimiz buradayız. Bu olağanüstü toplantıyı onurlandıran tüm meslektaşlarımızı ve değerli katılımcıları kutluyorum.

 

Sayın Cumhurbaşkanı partisinin grup toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada Türkiye Barolar Birliği’nden “TÜRKİYE” adının çıkarılması yolunda düzenleme yapılması için Bakanlar Kurulu’nu göreve çağırmış, Türkiye Barolar Birliği ve Baroları etkisizleştirmeye yönelik bir dizi müdahalelere işaret etmiştir.

 

İzmir Barosu olarak her şeyden önce şunu söylemeliyiz ki, “TÜRKİYE” ibaresi, Türkiye Barolar Birliği’nin isminin bir parçası olmanın ötesinde, tüm meslektaşlarımızın ve yurttaşlarımızın yüreğine kazınmış ve aynı zamanda biz avukatlar ve meslek örgütümüz için bir bilinç düzeyindedir.

 

Türkiye Barolar Birliği’nin isminde bulunan “Türkiye” ibaresi, kamu kurumu niteliği taşıyan derneklerde olduğu gibi Bakanlar Kurulu kararı ile değil, kanunla verilmiştir ve ancak kanunla değiştirilebilir.

 

Bu ülkeyi ilgilendiren birçok yasal düzenlemenin hazırlanmasında söz sahibi olan, yasama organı tarafından görüşüne başvurulan, hukukun, temel hak ve özgürlüklerin korunmasında ve geliştirilmesinde vazgeçilemez ve devredilemez görev ve sorumluluklara sahip, yargının kurucu unsuru olan Savunma’yı ve onun örgütü olan Baro’yu, herhangi bir dernekle eş tutarak, bundan sonuç çıkarmaya çalışmaya izin vermeyeceğiz. Savunma hakkı, hukuk devletinin üzerine inşa olunduğu temel hak ve özgürlüklerin en önemlilerinden biridir.

 

Bilinmelidir ki; teokratik devlet özlemcilerine, ulusal ve üniter devlet karşıtlarına Türkiye Barolar Birliği ve Barolar asla geçit vermeyecektir.

 

İzmir Barosu 1908 yılında kurulmuş, Kuvayı Milliye’yi yaşamış bir Barodur. İzmir Barosu, Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda, yüzünü aydınlığa dönmüş, hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, basın özgürlüğünü, demokrasiyi savunmaktadır. Bundan sonra da bu değerlerden asla ödün vermeyecektir.

 

Avukatlık mesleğinin ve baroların saygınlığının arttırılması, yurtdışında bulunan Türk vatandaşlarının ve Türk şirketlerinin haklarının aranmasında ülkeye en başta ekonomik kazanım sağlayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti elli yıldır Avrupa Birliği kapısında bekletilmektedir. Şimdi soruyorum, uluslararası anlamda hangi mücadele verilmiştir. Barolar ve avukatlık mesleği uluslararası alanda da desteklenmektedir.

 

2015 Nisanında bütün barolar olarak İzmir’de toplanmıştık. O günkü derdimiz torba yasalardı, torba yasalarla yönetilmeye karşı çıkıyorduk. Ama 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında olağanüstü hal ve KHK’lar ile yönetilmeye başladık. Kısa bir süre için bunu kabul edebilirdik. Ama bu genel yönetim şekline asla dönüştürülmemelidir. Bir an önce hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının, basın özgürlüğünün, demokrasinin, hayata geçirilmesi gereklidir.

 

Sözlerimi de şu şekilde tamamlamak istiyorum: Hep birlikte daha iyi bir Türkiye ve daha iyi bir dünya yaratmak için çıktığımız bu yolda hukukun korkusuz şövalyeleri siz değerli meslektaşlarımızla birlikte, her zaman ve her yerde Türk Milleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünü, bağımsız yargıyı, hukukun üstünlüğünü ve emperyalizme karşı ülkenin bütünlüğünü savunmaya devam edeceğimizi Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarım ve İzmir Barosu üyesi meslektaşlarım adına ifade etmek isterim.

 

Konuşmanı Molierac’ın ünlü ve anlamlı satırları ile bitiriyorum;

 

Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime, hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst te tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı!

 

Zaman birlik zamanı, hep birlikte mücadele edeceğiz, avukatlık mesleği sabır, cesaret mücadeledir. Ve bu mücadele ruhunu 108 bin avukat olarak hep birlikte birlik beraberlik içerisinde yaptığımız zaman emin olun hiçbir siyasi iktidar bizi susturamayacaktır. Ve biz başaracağız. Biz kazanılmış haklarımızı hiçbir zaman mücadele etmeden bırakmayacağız. Her türlü mücadeleyi yapacağız, hukuki mücadeleyi de yapacağız,

 

Hepinize saygılar, sevgiler, sağ olun var olun.