HABERLER

🏠  Anasayfa  ➝  Haberler

Kişisel Verilerin Korunması ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Konferansı Yapıldı

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

İzmir Barosu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından “Kişisel Verilerin Korunması ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu” başlıklı bir konferans düzenlendi.

17:13 . 21 Şubat 2018

İzmir Barosu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından “Kişisel Verilerin Korunması ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu” başlıklı bir konferans düzenlendi.

 

Oturum başkanlığını İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mustafa Çetin’in yaptığı konferansta, İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Dr. Halil Güner “Kişisel Verilerin Korunması”, İzmir Barosu Üyesi Av. Nagihan Türkel ise “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu” başlıklı sunumları gerçekleştirdiler.

 

Konferansın açılış konuşmasını yapan İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, İzmir Barosu’nun Dokuz Eylül Üniversitesi ile çok yakın diyalogları olduğunu ifade ederek son dönemde birçok ortak çalışmaya imza attıklarını söyledi. “Biz göreve gelirken en başta İzmir’deki hukuk fakülteleri ile İzmir’deki akademisyenlerle kol kola girmeliyiz, meslektaşlarımızla iç içe olmalıyız, meslek içi eğitimlerimizi bu şekilde gerçekleştirmeliyiz diyerek yola çıktık” diyen Av. Aydın Özcan bunu hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunmasının, içinde yaşadığımız teknoloji çağında biraz sorunlu hale geldiğini söyleyen Av. Aydın Özcan bu alanda da mesleği ilgilendiren yeni gelişmeler ve yasal düzenlemeler olduğunu ifade ederek, özellikle genç meslektaşların bu konulara kayıtsız kalmayarak kendilerini geliştirmelerinin önemli olduğunu vurguladı. İzmir Barosu’nun artık genç bir baro olduğunu ifade eden Baro Başkanımız Av. Aydın Özcan, bu nedenle sürekli ve çok farklı konularda meslek içi eğitim çalışmaları yaptıklarını söyledi. Genç meslektaşlarımıza özellikle yabancı dil öğrenmelerini öneren Av. Aydın Özcan “temennimiz uluslararası iş yapan meslektaşlarımızın sayısını arttırmak” dedi. Bu anlamda siyasi iktidarın baroları ve avukatları desteklemesi gerektiğini söyleyen Av. Aydın Özcan, “örneğin yeşil pasaport konusunu sürekli gündeme getiriyoruz. Amacımız seyahat etmek değil, yurtdışındaki vatandaşlarımızın ve iş yapan şirketlerimizin haklarını aramak. Çünkü bunu yapabilecek tek meslek grubuyuz. Türk vatandaşlarının ve Türk şirketlerinin yanında işinde uzman Türk avukatlarının olması, dava açarken yanında olması ülkemiz için kazançtır. Uluslararası alanda çalışan avukatlarımızın sayısının artması Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan haklarını sonuna kadar savunabilmesidir” dedi.

 

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Avrupa Birliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Zeki Erdut ise yapmış olduğu açılış konuşmasında enstitü olarak Avrupa Birliği projeleri yürüttüklerini söyleyerek, “genellikle ekonomi ağırlıklı projeler yürütüyoruz, ancak son dönemde yasa ve düzenlemelerin büyük çoğunluğu uyum amacıyla çıkıyor. Dolayısıyla hukuku göz ardı etmemiz mümkün değil” dedi.

 

Konferansın oturum başkanı İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mustafa Çetin ise konunun önemini vurgulayarak “İzmir Barosu olarak biz ülkenin gelişmişliğinin, çağdaşlığının yargının gelişmişliği ile doğru orantılı olduğunu ve bu nedenle yargının kalitesinin arttırılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Bildiğiniz üzere yargının üç sacayağından bir tanesi de avukatlar. Avukatların kalitesini ne kadar arttırabilirsek, yargının kalitesinin ve ülkenin çağdaşlığının da bu doğrultuda artacağını düşünüyoruz” dedi.

 

Av. Nagihan Türkel, “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal” başlıklı sunumunda çağdaş, demokratik hukuk devletlerinde kişinin her yönüyle bir bütün olduğunu ve özel hayatın da bu bütünün en önemli parçalarından biri olduğunu ifade ederek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde özel hayatın gizliliğinin düzenlenmesi, özel hayatın sınırlandırılması ve korunmasından bahsederek örnek AİHM kararlarına değindi.  

 

28. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Dr. Halil Güner ise “Kişisel Verilerin Korunması” başlıklı sunumunda bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla kişisel verilerin toplanması, depolanması, işlenmesi ve dağıtılmasının kolaylaştığını söyleyerek, bu hızlı gelişmenin de, veri koruma politikalarının gelişmesini sağladığını söyledi. Bu gelişmenin kişisel verilerin korunmasını hukuki düzenleme alanı olarak ortaya çıkardığını söyleyen Halil Güner, “sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri başta olmak üzere, bireysel hak ve özgürlüklerin zarar göreceğine ilişkin endişeler karşısında bu alanda hazırlanmış hukuki düzenlemeler kişisel mahremiyetin korunması amacıyla yapılmıştır” dedi. Bu kapsamda ilk ulusal hukuk düzenlemelerinin; 1970 yılında Almanya, 1973 yılında İsveç ve 1974 ABD’de yapılan yasa metinleri olduğunu ifade eden Halil Güner, 1980’li yıllarda İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) kılavuz ilkeleri ve Avrupa Konseyi'nin kişisel verilerin otomatik işlenme karşısında korunması hakkındaki sözleşmesi olmak üzere, uluslararası hukuk belgelerinde kişisel verilerin korunması hakkının kabul edildiğini dile getirdi.